29 Ekim 2008 Çarşamba

Neyin Ne Önemi Var

Gerçekte ne istediğimizin çok nadir farkındayızdır . Genellikle etrafımızda yaşanan olayların , arkadaşlarımızın , ailemizin , sevdiklerimizin yönlendirmesi , yaşadıkları , değer yargıları bizim de hayata bakış açımızı belirler , etkiler.

Farkında olmadan kendimizi oynanmakta olan bir oyunun , maskeli baş aktörlerinden birisi olarak buluruz. Kendimizi gereksiz ve anlamsız bir şekilde ispatlamaya çalışırken acımasız bir yarışın içine sokarız , çoğu kez farkında olmadan.. Nedense hep başkalarının fikrine önem verme eğilimindeyiz , çekiniriz çoğu zaman kendi fikirlerimizi ortaya koymaktan , tarzımızı yaratmaktan , acaba ne derler diye endişe duyarız..

Aslında bizi biz yapan kendi fikirlerimiz , tarzımız , düşüncelerimiz , davranışlarımızdır. Bizi farklı yapan , değerli kılan başkaları için. Eğer amaç başkalarına hoş görünmek , sosyallikten anlaşılan sadece onlarla beraber olmak ise , kendimizi kabul ettirmenin yolu , aslında olmadığımız gibi davranarak onların kabul ettiği şekilde , onlar gibi rol yapmak olmamalı. Bu kısa vadede işe yarar gibi görünen ancak diğerleri için de sıkıcı ve sıradan bir çözümdür.

Hayatta en önemli şey yegane , nadir , eşsiz olabilmektir. Bunu başaran uzun dönemli ve kalıcı huzuru , mutluluğu , başarıyı yakalamış demektir. O artık herkes tarafından saygı duyulan , merak uyandıran , yaptıkları ile adından söz ettiren , liderlik eden , kendisi ile barışık ve gurur duyan , manevi tatmine ulaşmış kişidir.

Herşeyden önce insanın çevresine de mutluluk yayabilmesi , başarılı olabilmesi için kendisi ile barışık olması , iç huzurunu sağlamış olması gerekmektedir. Ancak her zaman başkalarının fikrine , dediklerine kendi düşüncelerinden daha fazla önem veren kişi bunu sağlayamaz. Hep kendisini başkalarının gördüğü şekilde olmak için şekilden şekile sokar ve bir süre sonra artık o başkası olmuştur. Kendi arzuladığı , düşündüğü şeyleri yapmaktan çok uzak , başkalarının değer yargılarına , tarzına göre hareket eden bir robot olmuştur.

O artık , günümüzde çokça rastladığımız hepsi aynı üretim hattından çıkmışcasına aynı davranan , olaylar karşısında aynı tepkileri veren , aynı giyinen , konuşan sıradan birisi olmuş ve benzersizlik ilkesinden uzaklaşmıştır. Başkalarının ne dediğinden , nasıl gördüğünden çok , iç huzurun sağlanması , kendini olduğu gibi kabul edip barışık olması , mutlu olması ve mutlu etmesi çok daha önemli. Halbuki bilmeyiz ki , aslında hiçbir ek çaba sarf etmeden kendi olduğumuz gibi hayatı güzellikleriyle yaşasak zaten kendimizi benzersiz bir şekilde konumlandırmış aynı zamanda mutluluğu yakalayabilmiş olabileceğiz. Çok basit , sadece kendin gibi ol yeter. Başkalarının fikri sadece eleştiri düzeyinde kalmalı , akıl filtremizden mutlaka geçirmeli ve körü körüne bunlara uymamalıyız. Unutmamalıyız ki , herkes dünyaya kendi penceresinden bakıyor ve aynı olayları herkes kendi deneyim ve düşünceleri çerçevesinde farklı yorumlayabiliyor.

Madem hepimizin bakış açısı , geçmişi , tecrübeleri , öğrendikleri farklı ise ve bunun sonucunda hepimiz olaylar karşısında farklı sonuçlar çıkartıyor , farklı yorumlar yapıyorsak , niye birbirimizin hakkındaki düşüncelerini bazen aşırıya kaçarak da olsa kendi iç sesimizden daha çok dikkate alıyoruz ??? Niye kendi mutsuzluğumuza sebep yaratıyoruz ??? Niye , yaşanacak sonuçlarından biz etkilenecekken , başkasının fikrine göre davranışlarımızı belirliyoruz ??? Niye kendi hayatımıza bir başkasının hiç hakkı olmadığı halde müdahale etmesine izin verelim ??? Niye başkalarının dediği bizim ne düşündüğümüzden daha önemli olsun ??? Başkaları mükemmel , hatasız da biz onlara bu yüzden ihtiyaç mı duyuyoruz ???

Unutmayalım , hiçbir zaman bir başkası , kendi mutluluğumuzun kaynağı olamaz ancak vesile olabilir , yardımcı olabilir. Kendimiz için en doğru olanı biz kendimiz bilebiliriz , her zaman içimizden gelen sese kulak vermeliyiz. Ne zaman ki , içimizden gelen sese , dışardan gelen yorumlar , eleştirilerden daha fazla kulak verirsek o zaman gerçek huzuru yakalam şansımız da artar , sonuçlarından da başkasını sorumlu tutmaktan vazgeçeriz.

Tıpkı , bazen hırslarımız sebebi ile olayları gerçeğinden ayırt edemememiz gibi kendimizi kandırmamız gibi.. ve olanlardan yine başkalarını sorumlu tutmamız gibi..

Farklı türlerde sevgiler duyar , yaşarız. Arkadaş sevgisi , aile sevgisi , çocuk sevgisi , kız veya erkek arkadaşımıza duyduğumuz duygusal anlamda sevgi vb.. Benim geçmişte yaşadığım ve gelecekte de kendim için doğru olduğuna inandığım yukarıdaki örneklere ek bir sevgi türü ; daha iyi birisi olmak için çabalama cesareti ve koşulsuz güven veren , yanında olmaktan her zaman mutluluk duyduğum bir sevgi bu ...