Bazen .., aslında çoğu zaman hatta her zaman , etrafımda gördüğüm insanların içine girerek onlar gibi yaşıyor , düşünüyormuş gibi hissederim. Buna , dozu ayarlı bir şekilde yapıldığında , empatik yaklaşım denebilir. Onu anlayabilmenin ötesinde , aslında , başka hayatlara duyduğum ilgi yatıyor bunun altında. Asıl sebebi , başkalarının hayatına duyduğum merak , onların neyi ne için yaptığı , nasıl düşündüğü , neden öyle davranıp neden öyle konuştuğu , neden o tercihleri yaptığı ve kararları verdiği gibi davranış biçimleri.
Küçüklüğümden beri yolda yürürken , bulunduğum ortamlarda tanıdığım veya tanımadığım insanların yüzlerine hareketlerine bakarım. Bu , yıllar boyunca yaptığım pratiklerin de etkisi ile onların kim oldukları ve nasıl bir yaşamları olduğu konusunda ipuçları verir bana. Yanılıyor olabilirim , önemi yok bunun. Sonuçta sadece beni ilgilendiriyor düşündüklerim , vardığım sonuçlar.
Başlarda eğlenmek amaçlıydı bu düşüncelerim. Çoğu zaman , çocukluk işte , insanlara bakar içimden kısık bir sesle onları seslendirerek dalga geçer ve gülerdim kendi kendime. Hele çiftler , bu iş için tam biçilmiş kaftan. Bazen tartıştırırdım , bazen birbirlerine bakışlarından yaptıkları hareketlerden işime geldiği gibi komik bazen de arsız sonuçlar çıkartırdım.
Yaş ilerledikçe belki düşüncelerim herkesin olduğu gibi değişti benimde. Artık onlara baktığımda daha çok hüzün görmeye başladım kim bilir belki kendim öyle olduğum için onları da öyle görmek istediğimden. Bu sayede kendimi daha iyi hissedecektim belki de..
Dışardan bakıldığında kim bilebilir 30'lu yaşların getirdiği o ağır ve donuk duruşun altında , kalbi küçük bir çocuğunki gibi hızlı ve çoşkulu çarpan , kafasının günlük sorunlardan ve işten çok muzır çocuklarda olduğu gibi 1000'lerce hinlikle dolu olduğunu ve bir kızı gördüğünde hala liseli çocuklar gibi ilk görüşte hemen aşık olabildiğini ? Sonrası hiç önemli değil çünkü o yaşamını , tutkuları ve hayalleri üzerine kurmuş . Aslında hüzünler de onun için birer mutluluk .. Hüzünlerin de onu mutlu eden şeylerin sonucu olduğu düşünüldüğünde. Bundan hiç pişman değil kendisi , birçoklarına göre bakıldığında hala bir baltaya sap olamamış olsa bile.
Neyi yanlış yapmıştı ? Kimi incitmiş ve kırmıştı ? Kime zararı dokunmuştu ? Bilakis , herkesin yardımına koştu hatta bazen onların mutluluğunu kendisininkine tercih ettiği oldu. Eline hiçbir şey geçmedi elbette. Hatta çok şey kaybetti , birçoğuna göre boşunaydı bu çabaları , biraz da kendisi için yaşamalıydı , kendisini şımartmalı , mutlu etmeliydi. Ama o , başkalarının mutluluğu ile mutlu oluyor , üzüntüsü ile kahroluyordu.
Mutluluğa giden yolun başkalarının mutluluğundan geçtiğini anlaması çok uzun sürmedi. Şimdilerde ise aslında doğru yaptığı şeyin , diğerlerinin yozlaşmış yaşam tarzları ve davranışları yüzünden kendisinin mutsuzluğuna yol açmasına bir anlam veremiyor. Gitgide yalnızlaşan bu dünyada , kendisini eskisine göre daha da yalnız hissediyor. Tam bir kıvılcım görür gibi olduğunda çok geçmeden bunun bir aldatmacadan ibaret olduğunu anlıyor.
Büyük hayalkırıklıkları içerisinde kendisine mi yoksa yok olup giden değerlere ve sevgiye mi üzülsün bilemiyor..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder