27 Ocak 2013 Pazar

Bazıları

Bazıları , ki onlar yaşama anlam katanlar, insanı yoldan çıkartırlar. Büyük konuşmayın, onlardan birisi ile karşılaşırsanız bildiğiniz herşeyi unutun. Artık siz siz değilsiniz. Bildiğin sen gider, yerine mantıksız tamamen duygusal ve irrasyonel hareket eden birisi gelir. Hatta bazen birisi bile denemez ona. O kadar farklılaşmış, kontrolünü yitirmiştir. Ne yaptığını, niye yaptığını bilmez , sadece yapar. Kendini tamamen  bırakmış, 'bazı'ya teslim etmiştir. Bir gün gelir tekrar kendisi olur, o zaman hiçbir şey hatırlamak istemez. Kendinden utanır, mahçup oılur yaptıklarından, ama artık çok geçtir. Yoldan çıkılmış, bazı'ya büyük anlamlar yüklenerek kahraman ilan edilmiş, gözler heryerde onu aramış, akıldan bir an olsun çıkmamış, acaba nerede ne yapıyordur ? , ileride hiç şansımız olur mu ?, beni sevecek mi ? , kendimi nasıl tanıtabileceğim ?, davet etsem gelir mi ?, keşke yanımda olsaydı da bunu görebilseydi gibi endişeler yaşanılmıştır. Uykusuz geceler, cevapsız mesajlar ve sonunda rüyadan uyanılmış, harikalar diyarından yaşadığımız zamana geri dönülmüştür.

Tabi ki her zaman böyle bitmiyor, mutlu sonlar da mümkün. Bu süreci, bu riski almadan, başlamadan herhangi bir sona ulaşmak da mümkün değil. Bu durumda tek seçenek, bir 'bazı' ile karşılaşıldığında içten gelen herşeyi dışarı , oluruna bırakmak ve olmasına izin vermek gerekli diye düşündü. Onu ilk gördüğü ancak fazla konuşma fırsatı bulamadığında, geçen sene yine bu zamanlardı. Ona yakınlaşmak , biraz olsun tanımak , sohbet etmek istemiş ancak yeterli iletişimi sağlayamamış , daha fazla üstüne gitmeden bırakmıştı. Aradan uzun zaman geçmiş, beklenmeyen bir anda tekrar karşısında görmüştü onu. Zarif güzelliğinden birşey kaybetmemişti. Eskiden olduğu gibi kibar, ince ve duru güzelliği ile göz kamaştırıyordu. Ağzından çıkan sözcükler, içtenliği ve doğallığı ile herkesi kendine hayran bırakıyordu. Bulunduğu ortamda herkesin dikkatini çekmeyi çok iyi beceriyordu. Aslında bu özellikleri onu eşsiz ve değerli kılıyordu.

Bu karşılaşmayı planlamamıştı ama kaçırılmayacak bir şans olduğunu ve muhtemelen bir daha da böyle bir fırsat ile karşılaşmayacağını düşündü. Ne pahasına olursa olsun onunla daha yakınlaşmalıydı. Dıştan görünen bu güzelliğin arkasında kim bilir  başka ne güzellikler vardı keşfedilmeyi bekleyen. Ancak ona yakınlaşması hiç kolay olmayacaktı. Bu güzelliği,  ürkek, çekingen ve güçlü bir görüntü ile maskelemiş, zarar görmemesi için bir zırh gibi etrafını sarmıştı. Belli ki bu zırhı geçmek, maskeyi kaldırmak hiç kolay değildi ve çok fazla kişinin de bu şansa sahip olduğunu düşünmüyordu. Baştan bu zorlukların farkındaydı ve muhtemelen fazla bir ilerleme kaydedemeyecekti. Ama büyük bir fırsat olarak gördüğü bu şansı da kullanmazsa kendisini hiç affetmeyecek, aklının ve kalbinin bir köşesinde kaybedilmişler mezarlığında gömülü olarak kalacaktı.

Tahmin ettiği gibi yakınlaşma denemeleri başarısızlıkla sonuçlandı. Tüm çabaları olumsuzluk ile sonuçlanmıştı. Kendisini tanıyamıyor, normalde olmadığı kadar eli ayağına dolaşmış, çaresizlik içerisinde bu büyük fırsatı kullanmak istiyordu. Ona daha yakın olabilmek, kendini tanıtmak, onu tanımak, kalbini ona açmak ve onun da kendisine açması için elinden gelen herşeyi yaptı, denedi. 'Bazı' oldukça kararlı görünüyordu ve son bir çaba daha , işte herşey mahvolmuştu. Bu kadar iyi niyeti ile sevgi dolu başlayan masum bir yakınlaşma çabası, onun için hayat ile eş değer bir öneme sahipken, 'bazı' için hiçbir şey ifade etmiyordu. Etmesi de beklenemezdi zaten, kaybedilen başka bir değer , başka bir sevgili olarak kayıplar hanesine eklendi. Hiç başlamadan bitti ama gerçekten denemeye değer diye düşündü. Tek pişmanlığı ve üzüntüsü ise 'bazı'yı, çevreleyen sağlam zırhı içerisinde bile kırdığını, onun için anlamsız gelen ısrarlı yakınlaşma çabaları yüzünden, zor durumda bıraktığını fark etmesi oldu. Tamamen iyi niyetle çıktığı bu sevgi yolunda , belki fazla bencil davranmış ama istemeden de olsa 'bazı'yı rahatsız etmişti. Oysa onu incitmek veya rahatsız etmek , hayatında isteyeceği en son şeydi.

Bu başarısız girişimini, düşündükçe kendisinin bile anlam vermekte zorlandığı saçma sapan davranışlarını, kendi olmaktan çıkmış, eli ayağına dolaşmış geçirdiği günleri düşündü. Belki başka 'bazıları' da olacaktı kim bilir ama kahramanını bir daha göremeyecek ve ondan haber alamayacak olmak derinden yaralamıştı. Başkaları hep bir kandırmaca, teselli olarak gelmişti ona. Oysa gerçekten doğru insan olduğunu düşündüğü 'bazı' nın gitmesinin yerini hiçbir şey dolduramazdı tıpkı kayıplar mezarlığında yatan diğerleri gibi.

Herşeyi daha güzel daha renkli gösteren, daha iyi bir insan olmasını sağlayan, hayat dolu cıvıl cıvıl günlerinin ışığı 'bazı' , artık kendi yolunda kendi 'bazı'sına doğru yol alıyor. Onun gerçek mutluluğu yakalaması için kendi mutluluğumu feda ettiğim için huzurluyum yine de. 'Bazı'ya, bu yolculuğunda, iyi veya kötü bir katkım olduysa diye mutluyum.