26/7/2006
Bir yaz akşamı
Bu akşam bir karadeniz sahil kentindeydim... sahili müthiş , yeşil alanlar , düzenleme muhteşem
yaklaşık 20.30 civarında gittim sahilde yürümeye başladım , yerlisi çocuklarını da alıp ailecek sahilde yürüyüş yaparak vakit geçiriyorlar , klasik çekirdek çıtlatma , dondurma , mısır yeme aktiviteleri hırla devam ediyor... gençler birbirlerini kesiyor , bu da kim daha önce buralarda görmedim , ay ne hoş çocukmuş veya ayıya bak tarzı bakışlar atıyorlar birbirlerine..
yürürken de müthiş yaz akşamının keyfini çıkarıyorum , deniz sakin , mis gibi kokuyor , mehtap var bu gece , hemen teknenin biri mehtap gezisi düzenlenir diye fırsatı değerlendirmiş , adam başı 4 YTL , sudan ucuz ama benim farklı bir misyonum daha var keyif almamın yanısıra , yemek yemem lazım... bunları düşünerek sahilde yürürken açlığımın da etkisi ile olsa gerek mısır satıcıları , ellerinde mis gibi kokan haşlama veya kebaplar , veriyormuş gibi yapıp karşısındakine sinir krizi geçirten asla o bölge ile hiç alakası olmamış maraş dondurmacılarını gözüme kestiriyorum , yemekten sonra eritmek için 1-2 tur sahilde atarken bunlardan da yiycem diyorum kendi kendime..
Nihayet balıkçı barınağı ve küçük , mütevazi balıkçı restaurantları görünüyor. aslında bunlar ufak 4-5 masalı asıl işi balıkçılık olan ancak meraklısı için pişiren biraz salaş ama lezzetli ve ucuz balık yapan yerler.. oturuyorum birisine , ızgara uskumru , güzel bir salata ( balıkçılarda çok lezzetli olur) , balık çorbası ve ufak da bir kalamar tava söylüyorum , beklerken de etrafı kesiyorum , kimler var diye.. kimisi sadece bir bira içmeye gelmiş arkadaşı ile muhabbet ediyor , kimisi rakı sofrası kurmuş , bir de çok tatlı bir çocukları olan genç bir aile var , çocuk yerinde durmuyor , bir yandan onla uğraşırken bir yandan da yemeğe çalışıyorlar... gözüm devamlı oranın sahibi olan genç delikanlı da , siparişleri aldı , ama gözüm takıldı işte , bu alemin kralı dercesine bir vücut dili var , kendinden emin , o da ben kesiyor arasıra belli ki o da benim hakkımda yorum yapıyor içinden..
bütün siparişleri yiyor bitiriyorum , hepsi çok lezzetli olmuş , büyük bir keyifle çayımı da içip kalkıyorum , selamlaşıyoruz artık o delikanlı ile , eh ne de olsa bir yemeğini yedim , samimiyet oldu i yakınlaştık sayılır , aramızdaki buzlar eridi :))
tekrar sahile yöneliyorum , biraz fazla yedim sanırım , eritmem lazım , sabah 3'e kadar turlasam ancak diyorum içimden , ama 1-2 tur sonra insanlar da benim gibi akşam gezmesinde devamlı tur attığından tanıdık oluyoruz ve gözümün içine bakıp birbirlerine bişeyler diyorlar , muhtemelen bu manyak demin de geçmişti , herhalde piyasa yapıyor gibi bir yorum da yapmış olabilirler.. olabilir değil aslında kesinlikle bu şekilde yorumladılar... neyse ben bunlara da aldırmadan , şiş midemle turlarken , sanki o yemekleri ben yememişim , çatlayan ben değlim ya , ağzım tatlansın bahanesi işte , dondurmaya yöneliyorum... dondurmaya dayanamam , tatlı yemem ama dondurma deyince herşey biter benim için... son kalan enerjimi de kullanarak arabaya yöneliyorum ve yarım saatlik yolu da hareketli ve yüksek sesli birşeyler dinleyerek uyumadan otelime varıyorum.
Düşünüyorum da , tek başıma da olsam bu akşam müthiş bir akşam geçirdim , çok keyif aldım , herşey çok güzeldi , insanlar güzeldi , hava güzeldi , deniz güzeldi , balık güzeldi , ben güzeldim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder