8 Aralık 2008 Pazartesi

Geçmiş ile Hesaplaşma

Geriye dönüp herhangi birşeyi değiştirme şansım olsaydı ne olurdu? Değiştirmek istermiydim ? Neyi değiştirirdim ? Sonuç ne olurdu ? Şu andan daha mı iyi yoksa daha mı kötü ? Kalbim kırık birisi mi olurdum ? veya bir başkasının kalbini mi kırmış olurdum ?

Bugün yatağımda uzanmış bir yandan da eski albümlerimi karıştırıyordum bilgisayarımda.. Dedim ya , eskilerle uğraşmamak lazım belki de ama engel olamadım kendime , onları tekrar görmek istedim , özledim onları , ne yapıyorlar merak ettim , şu anda nerede olduklarını bilmeden iyi olmalarını diledim içimden.

Yüzümdeki ve onların yüzlerindeki sevinci , coşkuyu , sıcaklığı gördüm. Gözlerimizin içi gülüyordu . Ne kadar da mutlu ve samimiydik o an , tüm sıcaklığı ve gerçekliği ile içimde yeniden hissettim , tekrar yaşadım o anı tüm coşkusu ile..

Uzun zamandır haber alamadım senden ,bilmiyorum neredesin , ne yapıyorsun.. Yatağımın yanı başındaki pencereden karanlık gökyüzüne doğru baktım. Kim bilir neredesin diye içimden geçirdim. Ruhen burada olmasan da biliyorum orada bir yerlerdesin , mesafe olarak uzak ama seninle aynı gökyüzüne , aynı yıldızlara bakıyoruz , aynı anı paylaşıyoruz yine de..

Piyano tınıları yükseliyor radyodan , dalıyorum gökyüzüne bakarken , yıldızlar senin yüzünün şeklini almış , göz kırpıyorsun bana , hiç unutamadığım gülümsemen arkasından geliyor. Dalga geçer gibisin sanki , üzülme der gibi , ben buradayım , ağlama artık der gibi..

Resmine bakıyorum , o anki mutluluğunu gözlerin ele veriyor , lunaparkta dönme dolaba binmek için sırada sabırsızlanan , heyecanla annesinin elini çekiştiren bir çocuk gibisin. Hayatı bir an önce yaşayıp tüketmek ister gibisin , sabırsız.

O resimi çektirdiğimiz anı hatırlıyorum tüm çıplaklığı ile , 10 yıl olmuş dile kolay. Neler planlamıştık , ne hayaller kurmuştuk. Ufak bahçesi olan mütevazi bir evimiz olacaktı. Sabah günün ilk ışıkları ile uyanıp bahçede çimlerin , çiçeklerin tertemiz kokusunu içimize çekecek , güneşin ağır ağır doğuşunu seyredecektik , doğanın uyanışına tanıklık edecektik sandalyemizde masmavi gökyüzüne bakarak birbirimize sarılacak ve tanrıya beraberliğimiz için şükredecektik.

Şu an ise tanrıya isyan ediyorum seni benden ayırdığı için. Niçin , neden böyle olması gerekiyordu ? Neden hep hayat kazanıyor ? Neden sen de bir başkası değil ? Ne istedin bizden , neden ayırdın bizi , neden ?!!!

Herşey sonsuz gibi geldi o an , seninle hiç ayrılmayacağımızı , hayata tek vücut , tek ruh olarak devam edeceğimizi , beraber yaşlanıp , beraber aynı anda öleceğimizi düşündüm.

Yanıldığımı anladığımda ise artık çok geç olmuştu. Hep kendimi suçladım durdum yıllar boyunca , hala da suçlarım niye seni daha fazla sevmedim , niye her saniyemi seninle birlikte geçirmedim , niye kıymetini sensiz kaldıktan sonra anladım , niye beraberliğimizin sonsuza kadar süreceğini düşünerek yapmak istediğim o kadar çok şeyi erteledim..

Beni gördüğünü , duyduğunu biliyorum miniğim , bana bakıp birşeyler söylüyorsun oradan ama ben seni duyamıyorum. Seni üzmek istemiyorum üzüntülü halimle , toparlanmalıyım. Sen de beni mutlu görmek isterdin hep. Benim hüznüme şahit olmanı , beni böyle görüp senin de üzülmeni istemem.

Duşa girmeye karar veriyorum yatağımdan kalkıp. Suyu açıyorum yavaş yavaş akışını , bedenimde hissediyorum. Mutluluk veriyor bana. Başımdan aşağı akan her bir damla , gözyaşınla beni sarıyorsun , çok mutlu ediyor beni , dokunuşlarını yeniden hissetmek , bana huzur veriyor parmaklarının.

En çok da ellerini severdim o ipeksi dokunuşunu , yumuşacık tenini çok özledim bebeğim. Parmaklarını yüzümde dolaştırırdın yavaşça sanki bir körün elleri ile dokunarak yüz çizgilerimden anlamaya çalışması nasıl bir görünüşüm olduğunu. Neler düşündüğünü çok merak ediyorum ellerin yüzümdeyken. Ben ise o an hiçbir şey düşünemiyordum , sadece senin parmaklarını hissetmenin tadını , keyfini çıkartmaya çalışıyordum. Sanki bana o dokunuşunla gizli bir güç , gizli bir enerji veriyordun. Birden kendimi süperman gibi hissediyordum , yapamayacağım , başaramayacağım hiçbir şey yok gibi geliyordu. Müthiş bir enerji ve yaşam sevgisi ile doluyordum.Bambaşka birisi oluveriyordum senin ellerinde..

Sabahları uyandığımda senin nefesini yüzümde hissetmeden olmuyor miniğim. Uyurken seni seyretmeden , o bedenin içerisinde nasıl harika bir insan olduğunu düşünmeden, gözlerini açıp beni gördüğünde yüzündeki o gülümseme olmadan geçmiyor bu hayat.

Çevremde ne kadar güçlü görünürsem görüneyim , sensiz çok güçsüz hissediyorum. Koşulsuz teslim olduğum , en ufak bir şüphe etmeden güven duyduğum ve hayatta sadece kendim gibi davrandığım , düşündüğüm tek kişi sendin. Artık çok geç olsa da , biliyorum yine de beni duyuyorsun. Artık kıymeti olmasa da seni herşeyden çok , dünyada eşi benzeri görülmemiş bir sevgi ile sevemediğim , yetersiz kaldığım için , seni yeryüzünde hiç bir canlının göstermediği kadar hak ettiğin bir sevgi ile kucaklayamamış olduğum için özür diliyorum miniğim , affet beni.

Huzur içinde uyu...

Hiç yorum yok: