Sessiz kalmanın , sessiz olmanın neresi yanlış ? Rahatsız eden ne ? Sesli olduğumuzu düşünerek , fazla konuştuğumuz zamanlar daha mı iyi iletişiyoruz karşımızdaki ile ? Daha mı iyi ifade ediyoruz kendimizi ?
Hayır bence tam tersine , laf kalabalığı. Sessiz kalmanın , sessizlik ile cevap vermenin taşıdığı anlam , ifade , yük herşeyden daha fazla. Sessiz kalındığı zaman kesin olarak bilemeyiz karşımızdakinin ne düşündüğünü , ne demek istediğini , hissettiğini bize söylemediği için.
Sessiz kalarak duygularımızı , konuşarak basit 1-2 kelimeye hapsetmekten kurtarıyoruz , onları kutsuyoruz , bırakın oldukları gibi kalsınlar , huninin daralan ağzına girerek hacmini kaybeden nesneler gibi kısıtlamadan bırakın özgürce etrafımızı sarsınlar , fütursuzca dolaşsınlar , el ele kol kola , sarmaş dolaş , edepsizce , diledikleri gibi , içlerinden geçeni yapsınlar .
Etrafa aldırmadan , gerektiğinde elbet verilecek en iyi cevap bazen büyük bir sessizliktir , anlayana...
Anlamayana sessizlik bile çok , bırakın o bildiğini yapsın , üstünüze gelsin , sizi kışkırtmaya çalışsın . Amacına ulaşmasına asla izin vermeyin , asla onun istediği gibi cevap vermeyin ona , sessiz kalmayı yeğleyin , sessiz kalarak hem ona en iyi cevabı verin , hem de duygularınızı , nefretinizi , kininizi , sevincinizi , coşkunuzu serbest bırakın istedikleri gibi dolaşsınlar , salıverin etrafa. Bırakın onlar karar versinler ne yapacaklarına , siz düşünmeyin hiç , salın onları özgürce etrafa , gerisini onlar hallederler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder